Feminazilerin kim olduğunu
açıklamadan önce “feminizm nedir?²
önce onu açıklayalım. Feminizm; kadın
ve erkeğin toplumsal ve siyasal alanda
eşit olması gerektiğini savunan haklı bir
görüştür. Feminaziler ise kadın-erkek
eşitliğini savunuyorum ayağına erkekleri
ezip kadınları yücelten gereksiz bir canlı
topluluğudur. Peki, bu feminaziler neler
yapar? Birisinin feminazi olduğunu
nasıl anlarız?
Bu feminazilerin en büyük ortak özelliği
buldukları her fırsatta erkeklere ezmek
ve aşağılamaktır. Bir erkeğin yaptığı bir
hatayı veya işlediği bir suçu bütün
erkeklere mâl ederler. O erkeklere kendi
babalarının, dayılarının, abilerinin, vs.
de dâhil olduğunu unuturlar. Her
zaman eşitliği(!) savunan bu topluluk,
erkeklerin yaptığı yanlışları kadınlar
yaptığında ise hep bir haklı yolunu
bulmaya çalışır, hatta bazen savunurlar.
Örneğin; (elbette ki bunun savunulacak
bir tarafı yok ancak durumun tespiti ve
hastalığın teşhisi için böyle bir örneklem
gerekli) bir erkek karısını kendisini
aldattığı için öldürdüğünde sosyal
medyada o adam için büyük bir linç
kampanyası başlar. Ancak aynı şeyi
kadın kocası için yaptığında ise “karısını
aldatması almış O da!”, “Oh olsun hak
etmiş!” gibi saçma bir şekilde kadını
savunurlar.
Kadın ya da erkek fark etmeksizin sırf
hırsınız yüzünden birini öldürmenin
veya birine şiddet göstermenizin ne
kadar kötü ve ne kadar acımasızca
olduğundan bahsetmezler.
Bir Başka konuda en çok gündemde yer
alan kadına taciz ve tecavüz olayları bir
kadın taciz veya tecavüz gibi son derece
çirkin bir durumla karşı karşıya
kaldığında, bu feminaziler yine sosyal
medyada inanılmaz bir linç girişimine
başlarlar. Burada bir sorun yok.
Asıl sorun bu gereksiz topluluğun,
erkeklerin yaşamış olduğu taciz ve
tecavüz olaylarında hiç seslerini çıkar
mamalarıdır. Bıraktın linç girişiminde
bulunmayı, gündemlerinde dahi yer
almaz. Örneğin, bir erkeğin bir kadına
sadece uzun bir süre bakmasına bile
büyük bir tepki gösteren ve bu konuyu
Uzunca bir süre gündemden
düşürmeyen bu feminaziler bir kadının
sokak ortasında bir adamın
pantolonunu indirmesi gibi ahlaksızca
bir şeyi hiç gündemlerine dâhil etme
zahmetinde dahi bulunmamışlardır.
Neden mi? Çünkü tacizi yapan kişi bir
kadındır da yüzden. Oysa tecavüzün de
tacizin de her türlüsü kadın veya erkek
fark etmeksizin iğrenç, mide bulandırıcı
ve kabul edilemezdir.
Bu feminazilerin en çelişkili
davranışlarından biri de kadınların
“cinsel bir obje” olmadığını söyleyip –ki
zaten değil-, kadın haklarını savunmak
için çıplak eylem yapmalarıdır. Oysa Bir
kadının haklarını savunması veya
özgürlüğünü ispatlaması için
soyulmasına gerek yoktur.
Erkeklerin ve kadınların eşit olduğunu
savunan feminaziler, bir lokantada, bir
eğlence mekânında vb. yerlerde hesabı
erkeğin ödemesi gerektiğini öne sürerler.
Oysa erkeğin nezaketen kadının
ihtiyaçlarını karşılaması dışında -ki
erkeğin böyle bir zorunluluğu da yoktur.
Bu düşünce Kadını küçük düşürmekten
başka bir şey değildir. Kadınlarda
gelirleri olduğu müddetçe kendi
hesaplarını ödeyecek, kendi ihtiyaçlarını
karşılayabilecek güce sahiptirler. Yine
feminazilerin feminizme aykırı bir diğer
düşüncesi de erkeklerin otobüste,
metrobüste vb. araçlarda kadınlara yer
vermesi gerektiğidir. Ancak kadın ve
erkeğin hakları, özgürlükleri ve
sorumlulukları eşittir. Yani kadının o
koltukta oturmaya ne kadar hakkı varsa
erkeğin de vardır Bundan dolayı bir
erkeğin karşısındaki kadının özel
(hamilelik, yaşlılık, hastalık vb. gibi) bir
durum olmadığı sürece yer verme gibi
bir zorunluluğu yoktur. Feminazilerin
çelişkili davrandığı bir başka şey de
nafaka konusudur. Kadınların Bağımsız
ve güçlü olduğunu savunan bu canlılar
ihtiyacı olsun veya olmasın işlerinden
nafaka talep etmekten boşanma
etmeden boşanmazlar. Aynı zamanda
bir başka kadının da, nafaka talep
etmeden eşinden boşanması istemezler.
Oysa kadınlar, kendi ekonomik
bağımsızlığını sağlayabilecek zekâya ve
güce sahiptirler. Gerçekten ihtiyaç
duyulmadığı sürece, nafaka almak bir
kadını aciz göstermekten başka bir şey
değildir.
Ve son olarak bu feminazilerin yaptığı
en büyük yanlış ise, erkekler yapıyorsa
ben de yaparım deyip, yanlış olan
davranışları da neredeyse savunacak
hale gelmeleridir. “Erkekler aldatıyor da
kadınlar aldatamaz mı?”, “Erkekler
eşlerini öldürüyorlar de kadınlar
öldüremez mi?” gibi saçma söylemlerle
kadının hatalı olduğu durumlarda bile
hemen bir savunma haline geçmeleridir.
Kısacası bir şeylerin yanlış olduğunu
göstermek veya bir şeyleri savunmak
için bir cinsiyeti, bir ırkı, bir dini ya da
bir topluluğu aşağılamak, hor görmek
veya ezmek; mantıksız, acımasız ve
kabul edilemez. Her şeyden önce insan
olabilmeyi öğrenmek dileğiyle…
Zeynep Danış
