Salı, Mayıs 6, 2025
Ana SayfaDÜNYARAMAZANI İSRAF ETMEMEK

RAMAZANI İSRAF ETMEMEK

Ramazan; Kur’an’la şereflenen, Kur’an
hürmetine on bir aya sultan özge bir
zaman…

Ramazan; oruçla bedenlerin Kur’an’la
ruhların arındığı özge bir zaman…
Ramazan; “Kalpler ancak Allah’ı anmakla
huzura kavuşur.” (1) ayetinin işaret ettiği
gibi Kur’an ile huzura erilen özge bir
zaman…

Ramazan; kulakların Hira’ya çevrildiği,
gözlerin Hira’dan inecek Rasulü (SAV)
beklediği, ruhların Hira’dan gelecek
muştuya susadığı özge bir zaman…

Her mü’minin bir Hira’sı (arayışı) olmalı
ki, böylece Ağustos sıcağında bir kadir
gecesinin ferahlık bahşeden fecr
aydınlığına kavuşabilsin. Sadece
Ramazanda ve sadece mukabele okumak
Hira’da inen “İKRA=OKU” emrini eksik
anlamaktır. İKRA, sadece yalın bir OKU
emri değildir. İKRA aklederek, düşünerek,
tefekkürle okuyuştur. Kur’an-ı Kerim üç
şekilde okunur: TİLAVET, dilin okuması;
KIRAAT, aklın okuması; TERTİL ise
ruhun okumasıdır. Kur’an-ın ilk
ayetindeki “OKU” emri aklın devreye
sokulduğu bir okumadır. Tilavetle diller,
kıraatle akıllar, tertil ile de kalpler
şenlenir ve canlanır.

Vahyin amacı; bozulan, yaratılış
hedefinden sapan, insanlıktan çıkan
beşeri yaratılış gayesine yönlendirmekti.
“Ben cinleri ve insanları sadece bana
kulluk etsinler diye yarattım.” (2) ayeti ile
elleriyle yaptıklarına kul olmaktan,
yaratılana kul olmaktan, zalimlere köle
olmaktan kurtarıp RAHMAN’a kul olmaya
yükseltmekti. Şirk batağına saplanmış,
kız çocuklarını diri diri gömen nefislerine
ve topluma zulmeden zalimleri o
bataklıktan kurtarıp, onları batıldan
HAKK’a döndürmekti. Kur’an-ı
anlamadan sadece yüzünden okuyarak
HAKK’a, hakikate, kurtuluşa ulaşılamaz.
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici,
HAKK’ı batıldan ayırmanın açık delilleri
olarak Kur’an-ın indirildiği aydır. Sizden
her kim o aya ulaşırsa oruç tutsun.” (3).
Yol gösterici rehber olan Kur’an-ın inzal
(ikram) edilmeye başlandığı Ramazan
ayında bu ikram sofrasından doya doya
istifade etmek gerekir. Kur’an-ı anlayarak
bilinçle okuma, bedenle beraber ruhlarla
oruç tutma, namaza titizlik gösterme,
yediklerimizden misafirlerimize de
yedirme, paylaşma… gibi Ramazan
kazanımları diğer Ramazan’a kadar
devam ettirilebilmelidir. Aksi takdirde
“Ramazan Müslümanı” olma yanılgısına
düşülüp Ramazan israf edilmiş olur.

Ramazanı iyi bir derece ile bitirmek için
Recep ve Şaban aylarını iyi
değerlendirmek gerekir. Bu aylar;
aksayan kulluk görevlerinin bakıma
alındığı, bozulan huyların ıslah edildiği
bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu
güzel ve özel zamanlar, bağımlılık ve
zararlı alışkanlıklardan kurtulma fırsatı
olabilir. Kur’an-ı anlayarak, aklederek
bilinçle okumak, içki, kumar, internet ve
sosyal medya ile en önemlisi kişi (insan)
bağımlılığından kurtarabilir. Oruç da
bedeni yoran fazla yeme, sigara veya
yalan söyleme, gıybet etme, dedikodu gibi
alışkanlıklar için bir tedavi süreci olarak
değerlendirilebilir. Değiştiren,
dönüştüren, ıslah eden İlahi Mesaj
Kur’an, Kur’an-ın indirildiği Ramazan ayı
da isteyenleri “salih amellere” ulaştırır.

Oruç, vücudun belli bir süre aç-susuz
bırakılıp, nefsani isteklerin dizginlenerek
ruhun Kur’an-ı Kerimle beslendiği bir
eğitim sürecidir. Orucun niçin
tutulacağını Allah (CC) şöyle beyan
etmiştir: “Oruç, muttakilerden olasınız
diye sizden öncekilere farz kılındığı gibi
size de farz kılındı.” (4). Bu ayetle orucun
farz kılınma gerekçesi “muttakilerden
olma” diye belirtilmiştir. Muttaki olma,
“Allah korkusuyla günahlardan korunma,
sakınma, haramları terk etme, kullukta
titizlik” (5) gibi manalara gelir. Yani
oruçtan maksat belli bir süre aç-susuzluk
hali değil, günahlardan korunma,
sakınma, haramları terk ederek “kul olma
bilinci”dir. Hal böyleyken günümüzde
oruç geceleri haram helal hassasiyeti
gözetilmeksizin programlarla, gündüzlerin
büyük bir kısmı da bilinçsizlik hali olan
uyku ile israf edilmekte. Nefsin terbiyesi
olarak nitelenen oruçta diğer bir israf da
sofralarda yapılıp ikramlar israfa
dönüşmekte. Ve bu ikram sofraları garip,
kimsesiz ve yetimlerden mahrum
bırakılarak iftar ve sahurlar da israf
edilmektedir.

Oruç, bilinçle tutulması
gereken bir ibadettir.
Tutulan oruç aynı
zamanda o kişiyi
haramlara karşı
tutmalıdır. Oruç tüm
beden ve ruhla
tutulmalıdır. Göz, el, ayak,
dil, gönül hepsi oruçlu
olduğunun bilincinde
olarak haramlardan
sakınmalıdır.

Ramazanlarda genellikle orucun beden
ruh bütünlüğü göz ardı edilerek aç-susuz
kalma yönü uzun uzun işlenir. Yöneltilen
sorulardan biri “sakız çiğnemek orucu
bozar mı?” olur. Oysa oruç,
muttakilerden olmamız için emredilen bir
ibadettir ve ibadet titizlik ister. Sakızla
oruç israf edilmemelidir. Diğer yandan
yalan söylemek, iftira etmek, fitneye
sebep olmak, gıybet etmek, dedikodu
yapmak orucu bozar mı soruları da sıkça
gündeme getirilmeli, muttaki
olmamamıza engel her şeyden titizlikle
sakınılmalıdır.

Rasulullah (SAV) “Oruç günahlara
kalkandır. Sizden biriniz oruç tuttuğu
zaman kötü söz söylemesin ve kavga
etmesin. Şayet birisi kendisine söver ya
da sataşırsa ben oruçluyum desin.” (6)
buyurmuştur. “Ben oruçluyum” demek
ben sadece midemle değil aklımla,
fikrimle, elimle, dilimle de oruçluyum
demektir. Oruç, gece uykusuz gündüz aç
susuz alma eyleminden öte Rasulullah
(SAV)’ın belirttiği gibi haramlardan
koruyan kalkandır. Dünyada haramlara
kalkan olmayan orucun cehenneme
kalkan olması düşünülebilir mi?

Günümüzde ramazanın değişmez
klasiklerinden biri de açlık ve susuzluk
hissetmemek için hazırlanan sahur ve
iftar yemek listeleridir. Oysa oruç, sağlığı
tehlikeye atmadan Allah rızası için aç
susuz kalabilmek, aç ve susuzun haliyle
hallenebilmektir. Oruç bir diyet şekli değil
İslam’ın beş temelinden biridir. Oruç
açlık ve susuzluğun pençesine
kıvrananlara empati yapmak ve elinde
olanı paylaşabilmektir. Aç kalmadan açın
hali, susuz kalmadan susuzun çaresizliği
hissedilemez. Ramazan nefis terbiyesinde
bir fırsattır israf edilmemelidir.

“(Farz kılınan) oruç sayılı günlerdedir (7).”
ayeti ince mesajlar içerir: sayılı günler tez
geçer aç-susuz kalıyoruz diye bu kıymetli
misafir incitilmemeli; sayılı günler tez
geçer bu değerli zaman iyi
değerlendirilmelidir.

Rasulullah (SAV) oruç tutanlarla ilgili
şöyle buyurmuştur: “Namaz kılanlar
cennete namaz kapısından, cihad edenler
cihad kapısından, sadaka verenler
sadaka kapısından ve oruç tutanlar
Reyyan kapısından gireceklerdir.” (8).
Diğer bir hadisi şerifte “Oruç sabrın
yarısıdır.” buyurulmaktadır (9). Yüce
Rabbimiz sabredenlerin mükâfatı ile ilgili
şöyle buyurmuşlardır: “Muhakkak ki biz
sabredenlerin mükâfatını yapmakta
olduklarının daha güzeli ile vereceğiz.”
(10)

Rabbimiz, Kur’an ile şereflenen, her sene
sayılı günlerde misafirimiz olarak bizleri
de şereflendiren Ramazan Ayını layıkıyla
değerlendirenlerden kıl bizleri. Bin aydan
hayırlı olan Kadir Gecesinin kadrini
bilenlerden, Kur’an-ı Kerim ile hayat
bulanlardan eyle hepimizi. Ve ya Rahman
ya Rahim, orucunu günahına kalkan
yapıp Reyyan Kapısından Cennetine
girmeyi nasip eyle. Âmin.

Halime Ataseven

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BAŞKA NELER VAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

POPÜLER YAZILAR